25 Senedir Fransa’da Oturuyorum. 5 Seneden Beri Fransa’dayım Ama Hala Konuşamıyorum!

Neden Fransa’da Yaşarken Fransızca Öğrenmeliyim?

  • Çünkü kendinizi yaşadığınız yere ait hissetmelisiniz! Yaşamınızı sürdürdüğünüz yerin diline yeterince hakim olmazsanız başka kişilere bağlı olmak zorunda kalırsınız.
  • Eğer Fransa’da çevreniz Türk’lerden oluşuyorsa ilk başlarda Türkçe sizin için yeterli diye düşünebilirsiniz. Fakat belli bir zamandan sonra dil sorunu size sıkıntı oluşturmaya başlayacaktır. Yeni arkadaşlar edinmeniz ve kendinize yeni çevreler oluşturmanız imkansız hale gelebilir.
  • Fransızca’ya hakim değilseniz insanlarla iletişim kuramazsınız ve bu durum kendi içinize kapanmanıza neden olabilir. Kendi alışverişinizi yaparken dahi zorluk yaşayabilirsiniz.
  • Kendinizi kısıtlamış olursunuz! Fransa’da faydalanabileceğiz sayısız etkinlik, eğitim, sosyal aktivite, kültürel zenginlikten kendinizi soyutlamak zorunda kalabilirsiniz.

Fransızca Konuşulan Bir Ülkede Yaşarken Fransızca Nasıl Öğrenilir?

Yeni bir dil öğrenmek, herkes için farklı özelliklere sahip bir süreçtir. Çünkü kişilerin öğrenme stilleri ve kapasiteleri birbirinden farklıdır. Bu nedenle dil öğrenecek kişinin kendi öğrenme stilini keşfetmesi önem arz etmektedir. Aynı şekilde dil öğrenimi sürecinde de kişiler kendilerine en uygun öğrenme teknikleri kullanmalıdırlar. Burada size genel olarak dil öğrenme sürecinizde dikkat etmeniz gereken püf noktaları açıklayacağız fakat bu maddelerin kişilere göre farklılık gösterebileceği unutulmamalıdır.

Fransa’da Yaşarken Fransızca Öğrenememenizin Nedenleri!

  1. Motivasyon

Yurt dışında yaşarken bulunduğunuz ülkenin dilini öğrenmek bir zorunluluktur. Fakat sadece zorunlu olduğunuzu düşünerek dil öğrenmeye çalışırsanız motivasyonunuz kısa sürede düşecektir. Her dilde olduğu gibi Fransızca öğrenmek de belli zorlukları içinde barındırır ve ilk başta hevesle başlasanız bile zorluk yaşadıkça öğrenmeyi bırakabilirsiniz.

Yapmanız gereken şey motivasyonunuzu daima yüksek tutmak ve sadece zorunluluktan öğrenmek değil, Fransızca öğrenmek ve sonrasında Fransızca konuşmak oldukça keyifli olacağı için içsel motivasyon sağlamaktır.

Yabancı dil öğrenmek, o dili sevmeyi ve aktif olarak hayatına dahil etmeyi gerektirir. Böylece o dili canlı bir şekilde yaşayarak motivasyonunuzu yüksek tutabilir ve yaşadığınız ülkenin dilini konuşmanın hayatınıza ne kadar kolaylık sağladığına heyecanla tanıklık etmiş olursunuz.

Kendinize ufak hedefler koyarak, hedeflerinize ulaştıkça kendinizi ödüllendirebilirsiniz. Çalışmakta problem yaşıyorsanız ajanda tutabilir ve günlük-haftalık planlar yapabilirsiniz. Hatta plan yapmanızı kolaylaştıracak bir bullet journal hazırlamak ve kullanmak oldukça keyifli ve motive edici olabilir.

  • Yanlış Öğrenme Stili

Hiçbir şekilde “Ben dil öğrenemiyorum” diye birşey yoktur! “Kendime uygun öğrenme ve çalışma yöntemini henüz bulamadım” vardır! Neden mi?

Bazı öğrenciler işitsel, bazıları görsel, bazıları da devinimseldir. Öncelikle öğrenme stilinizin farkında olup, kendinize uygun yöntemi ona göre belirlemeniz gerekiyor. Örneğin daha önce yabancı dil öğrenme geçmişi olmayan birisinin kendi kendine dil öğrenme becerisi gelişmemiş olabilir, tek başına öğrenmesi zor olabilir.

Ders çalışma disiplini yüksek olmayan kişilerin kendi başlarına dil öğrenmeleri oldukça zordur, profesyonel destek almaları gerekir. Buna karşın çalışma disiplini yüksek olan kişiler kendi kendilerine organize olarak kolayca dil öğrenebilirler.

İşte bu nedenler dolayısıyla bazı öğrenciler için özel ders uygundur, bazıları için kurs merkezleri ve bazıları için de bireysel çalışmayla kendi kendilerine öğrenmeleri daha uygundur.

  • Ama Komşum Şöyle Demişti!

Öncelikle etrafınızdaki insanların moral bozucu söylemlerine kulak asmayın! O kişinin zor ya da geç öğrenmesi, sizin de aynı şekilde öğreneceğiniz anlamına gelmez!

Etrafınızdaki insanların dil öğrenimi hakkında söyledikleri şeyleri mutlak doğru olarak kabul etmemelisiniz. Çünkü dil öğrenme uygulamaları ve aşamaları  tamamen kişisel deneyimlerle beslenir. Bu nedenle yeni öğrenme metotları öğrenciye yöneliktir. Özel derslerin artmasının nedeni de öğrenciye yönelik öğretimin ve dil öğreniminde kişisel sürecin öneminin anlaşılmasından kaynaklanmaktadır.

İşte tam olarak bu sebeplerden dolayı da diğer insanların söylediklerine kulak asmamanız gerekiyor. “Komşum zaten kursa gitmiş fakat kurs pek işe yaramamış, orada öğrenememiş. Bu yüzden ben de kursa gitmedim” gibi söylemler doğru değildir. Fransa’da ücretsiz dil kursları oldukça gelişmiştir. Orada yaşayan herkesin bu kursları mutlaka araştırıp katılması faydalı olacaktır.

Başka insanların verdiği taktileri uygulayıp da başarılı olamadığınızda moralinizin bozulmaması gerekir. Çünkü bazı insanlar kelime ezberler ve kelimeyi kısa sürede uzun süreli belleklerine depolayabilirler fakat bazılarının da kalıcı olarak kelime öğrenebilmeleri için farklı deneyimler yaşamaları gerekir. Bazı öğrenciler işitsel, bazıları görsel bazıları da devinimsel olarak öğrenir.

  • Çekinmek / Deneyim Eksikliği

Çekingen bir insan dil öğrenemez!

Yabancı dil öğrenmek ve o dili pratik şekilde kullanabilmek için o dili hayatınızda yaşamalısınız! Öğrendiklerinizi çekinmeden pratiğe dökmeye çalışın.

Gittiğiniz ülkede yabancısınız, size sevecen yaklaşan insanlar olacağı gibi olumsuz yaklaşan insanlar da muhtemelen olacaktır. İşte bu durumda dikkatli davranmalı ve moral bozukluğu yaşayarak kendinizi asla soyutlamamalısınız. Çünkü eğer o ülkede yaşayacaksanız o dili de öğrenmek zorundasınız. Yaşadığınız ülkenin dilini öğrenmek sizin göreviniz ve bu sorumluluk bilinciyle birlikte o dili sevmelisiniz.

Yabancı dil öğrenimindeki en önemli kilit noktalardan biri, öğrendiğiniz kelime ve cümleleri hemen kullanmaya başlamaktır. Mesela Fransızca “lütfen” demeyi öğrendiyseniz, Fransızca konuşamasanız dahi o öğrendiğiniz kelimeyi artık Fransızca söylemeye başlamalısınız ki ancak bu şekilde öğrendiğiniz kelimeleri hayatınıza katmış olursunuz. Başka bir örnek olarak, eğer alışveriş konusunu öğrendiyseniz, hemen alışveriş yaparken öğrendiklerinizi kullanmalısınız.

Beynimizin dil öğrenme kabiliyetine bakacak olursak, çocuklar ilk başta “mama” kelimesini bir kere söyler. Eğer doğru tepki alırsa beslenme ihtiyacını bu şekilde belirtmeye başlar. Eğer siz de öğrendiğiniz bir kelimeyi ya da cümleyi söylediğinizde karşınızdaki insanların anladığını farkederseniz hem motivasyonunuz artacak hem de beyniniz bu dili benimsemeye başlayacaktır. Ama siz öğrendiğiniz Fransızca kelime ve cümleleri kullanmaz ve yanınızdaki insanların sizin için iletişim kurmasını bekleyerek kendiniz atılım yapmazsanız o dili öğrenemezsiniz.

  • Ülkede Yaşamanın Avantajlarını Kullanmamak

Yaşadığınız ülkede sürekli olarak o dile maruz kalırsınız ve bu sizin için büyük bir avantaj! Dil öğrenmenin en kolay ve hızlı yolu o dilin konuşulduğu ülkede yaşamaktır. En basit örnekle metroda, markette, bir anons yapıldığında ya da bir afiş gördüğünüzde o dili duyarak ve görerek öğrenmeye açık olmalısınız.

Çocukların, içinde bulundukları ortamda doğal olarak dil öğrenmelerine benzer şekilde, yaşadığınız ülkenin dilini içselleştirerek öğrenebilirsiniz.

Sizinle iletişime geçmeye çalışan insanlara çekinmeden ve elinizden geldiğince cevap vermeye çalışmalısınız. Sosyal aktiviteler de oldukça önemlidir. Yaşadığınız ülkenin sinemalarına, tiyatrolarına, konserlerine vb. kültürel aktivitelerine katılmalısınız. İlk zamanlarda anlamakta zorluk çekseniz dahi devam etmelisiniz.

Zamanla ve yavaş yavaş da olsa öğreneceğinize inancınız tam olsun! Unutmayınız ki dil öğrenmek bir süreçtir!

  • Vücudunun Fransa’da ama Beyninin Türkiye’de Olması

Sosyal çevrenizi genişletin ve farklılaştırın!

Türklerin yurtdışında yaşarken yaptıkları en büyük hata budur: Fransa’dayken Türkiye’yi yaşamak!

Türk çevreniz elbette ki çok önemlidir fakat tamamen Türklerden oluşan bir çevreniz varsa Fransızca’yı hayatınıza entegre edemezsiniz. Bu durumda ne yazık ki Fransa’da yaşamanın hiçbir avantajını kullanamazsınız. Böylece sanki Türkiye’de yaşıyormuş gibi o dili öğrenemezsiniz.

Eğer siz o ülkede yaşamayı kabul ettiyseniz, ülkenin diline ve kültürüne de adapte olmalısınız. Fransa’ya, Fransızlar’a ve Fransızca’ya karşı önyargılı olmamalısınız. Önyargı, kendinizi oraya ait hissetmenize engel olur. Bu durumda da Fransızca’yı öğrenmek için yeterli motivasyonunuz olamaz ve öğrenemezsiniz.

  • Dili Öncelik Olarak Görmemek

İnsan hayata ilk adımını konuşarak atar!

Dil öğrenmeyi ertelemek doğru değildir! Yaşadığınız ülkenin diline hakim olamadığınızda her zaman eksik kalırsınız. Bu da doğal olarak çekingen kalmanıza yol açacaktır.

Konuşmanın temelinde olan ses, insanlar için bir yaşam belirtisidir. Bebek dünyaya gözünü açar açmaz ağlar, anne çocuğunun sesini duyunca rahatlar çünkü bebeğin ağlaması onun hayatta olduğunun belirtisidir.

Bir çocuk dünyaya gelince bir süre sonra konuşması beklenir. Çocuğun ufak tefek kelimelerle de olsa kendini ifade edebilmesi çok önemlidir. Bu sayede çocuk hayata bir adım atmış olur.

Yeni bir ülkeye taşındıktan sonra dil öğrenmek sizin için bu kadar önemli ve önceliğiniz olmalıdır. Diğer bütün işlerinizden önce dil sorununuzu çözmelisiniz yoksa diğer tüm işleriniz eksik kalacaktır.

Gezi amacıyla farklı ülkelere giden insanlar, o ülkenin dilini bilmek zorunda değildir. Örneğin gezginler sadece İngilizce konuşarak tüm dünyayı gezebilirler. Fakat siz bir ülkede yaşamaya karar verdiyseniz, o ülkenin dilini öğrenmediğiniz sürece pek çok zorluklar yaşayacak ve başka insanlara muhtaç kalacaksınız. Ufak tefek dertlerinizi anlatabilseniz bile insan ilişkilerini güçlendirici iletişimler kuramayacaksınız.

İşte bu sebeplerle dili önceliğinize almalısınız! Çocuk konuşamazsa okula gidemez ve hayatında birçok şeyden mahrum kalır.

Nasıl ki bir çocuk 5-6 yaşına gelmesine rağmen konuşamaz ise bu anormal bir durum olarak görülür ve müdahale edilir. Aynı şekilde siz de 5-6 sene boyunca yaşadığınız ülkenin dilini halen konuşamıyorsanız bu durum sizin dil öğrenmek konusunda yeteri kadar önem ve öncelik vermediğinizi gösterir.

  • Vakit Nakittir

İnsanın düzenli çalışmayla başaramayacağı hiçbir şey yoktur!

Erteleme sebeplerimiz aslında kendimize uydurduğumuz bahanelerimizdir!

Yabancı ülkeye taşınmış insan – özellikle Avrupa ülkerine – daha iyi yaşam şartlarına sahip olmayı ya da daha iyi eğitim almayı amaçlar. Birçoğunun taşınma sebebinin temelinde kazanç sağlamak vardır. Fakat çalıştıkları için dil öğrenimine vakit ayıramazlar.

Aslında çok az dahi olsa her gün planlı şekilde çalışan herkes dil öğrenebilir!

Yaşları ilerlemiş insanlar bile başka işlerinin arasında dil öğrenebiliyor. Beş farklı dili aynı zamanda öğrenen insanlar var.

Bahanelerinizden sıyrılın ve gerçekten istediğiniz ve planlı çalıştığınız takdirde işinizle birlikte dil de öğrenebileceğinizi unutmayın!

Zaten dil öğrenmenin önemini farkettiğinizde, bunun için vakit ayırabildiğinizi siz de göreceksiniz!

  • Gelişme Kaydetmemek

Bazı insanlar çalışır çalışır ama sanki gelişim kaydettiğini hissedemez. Eğer siz de bu durumdaysanız kendinize seviyeler belirlemelisiniz. Standart dil seviyeleri şunlardır: A1-A2, B1-B2, C1-C2.

Öncelikle bu seviyelerden hangisinde olduğunuzu saptamalısınız. Sonrasında ise kendinize bir amaç ve süre belirleyerek, o süre içinde amacınıza ulaşmaya çalışmalısınız. Aksi takdirde gelişim kaydettiğinizi kendi kendinize farkedemeyebilirsiniz.

Gelişim kaydettiğinizi farkedemezseniz motivasyonunuz düşer ve çalışmalarınız anlamını yitirir. Gelişim durumunuzu görmek ve kendinizi tetiklemek için belli aralıklarla kendi kendinize sınav olabilirsiniz.